Atatürk Orman Çiftliği’nin Tarihi
Atatürk Orman Çiftliği, Türkiye’nin modernleşme sürecinde büyük bir öneme sahiptir. Kurtuluş Savaşı’nın ardından, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde modern tarım ve sanayi tekniklerinin uygulandığı bir kent çiftliği olarak kuruldu. Bu alan zamanla Ankara’nın nefes aldığı, mesire alanları, parklar, eğlence mekanları ve yüzme havuzları ile donatıldı.
Çiftlik, çeşitli üretim birimlerine de ev sahipliği yaptı; meyve suyu fabrikası, bal fabrikası, dondurma fabrikası, ziraat aletleri ve demir üretim ve onarım fabrikası gibi birçok tesis burada faaliyete geçti. Ancak zamanla buradaki kamu malları satışa çıkarılmış ve özel sektöre devredilmiştir.
Melih Gökçek Dönemi
Melih Gökçek’in uzun süren Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Atatürk Orman Çiftliği arazisi büyük ölçüde yağmalandı. Kamu kaynakları ranta açıldı ve bu süreçte çoğunlukla AKP hükümeti bu projelere destek verdi. Gökçek dönemi özellikle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin inşasıyla dikkat çekmektedir; bin odalı bu saray, çiftliğin arazisine yapılmış ve sembolik bir anlam kazanmıştır.
Gökçek’in belediye başkanlığı döneminde çiftliğin arazisi birçok ticari projeye ev sahipliği yapmıştır. Bu dönemdeki projeler arasında yollar ve katlı kavşaklar, düzensiz yapılaşmalar ve rant odaklı diğer gelişmeler bulunmaktadır.
Mansur Yavaş Dönemi
Melih Gökçek’in ardından CHP’den seçilen Mansur Yavaş da Atatürk Orman Çiftliği arazisinin ticarethaneye dönüştürülmesi sürecine devam etti. Arikan’ın yazısında belirttiği gibi, Yavaş döneminde AOÇ arazisi ve diğer kamu kaynakları satılmaya devam edilmiştir. 23 Mayıs’ta 161 bin 915 metrekarelik bir arsa satılmış ve kısa bir süre sonra 76 bin metrekarelik bir arsa daha el değiştirmiştir.
Mansur Yavaş döneminde yapılan bu satışlar yalnızca ekonomik zorunluluklarla açıklanmamaktadır. AKP-CHP arasında belirgin bir uyum olduğu ve kamu mallarının yağmalanması sürecinin devam ettiği vurgulanmaktadır. Mansur Yavaş’ın görevi sırasında yaptığı taşınmaz satışı 100’e yaklaşmış ve bu durum eleştirilmektedir.
Tüm bu gelişmelere rağmen Mansur Yavaş’ın belediye başkanlığı süresince aldığı kararlar toplumda tartışma yaratmaya devam etmektedir. Halkın kaynaklarının satılması konusunda karşı çıkılması gerekliliği üzerinde durulmaktadır.